Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

ÇOCUKLARDA ŞEKER HASTALIĞI GÖRÜLME SIKLIĞI ARTIYOR

ÇOCUKLARDA ŞEKER HASTALIĞI GÖRÜLME SIKLIĞI ARTIYOR

DÜNYA Diyabet günü dolayısıyla diyabetli çocukların beslenme tedavisi ile ilgili açıklama yapan Acıbadem Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Merve Çapaş " Birçok ülkede halen diyabetin büyüklerin hastalığı olduğu gibi bir yanılgı vardır

 

 DÜNYA Diyabet günü dolayısıyla diyabetli çocukların beslenme tedavisi ile ilgili açıklama yapan Acıbadem Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Merve Çapaş " Birçok ülkede halen diyabetin büyüklerin hastalığı olduğu gibi bir yanılgı vardır. Bu nedenle çocuklarda tanı gecikmektedir`` dedi

Günümüzde 250 milyon diyabetli kişi bulunduğunu, Tip 1 diyabetin her yıl dünyada yüzde 3 oranında arttığını, okul öncesi gruptaki çocuklarda bu oranın yüzde 5`i bulduğuna dikkati çeken Diyatisyen Merve Çapaş``. Dünya çapında 70 bin tip 1 diyabetli 15 yaşın altında ergen bulunmaktadır. Bu rakama günde yaklaşık 200 çocuk daha eklenmektedir. Çocuklarda görülen tip 2 diyabet de dünyada büyük bir hızla artış görülmektedir. Son 15 yılda yüzde 50 artış gözlenmiştir. Bu artış hızı, büyüklerde görülen artış hızına benzer seviyededir. Bugün her iki grup içinde şeker hastalığı dünyada alarm vermektedir. Diyabet çocukluk çağının en sık görülen kronik hastalığıdır. Bebeklikten oyun çocuğuna ve ergenlik çağına kadar her yaştaki çocukta görülebilir. Çoğunlukla tanı daha geç yaşlarda konmaktadır ve ancak hayatı tehdit edici oranda şeker yüksekliği ortaya çıktığında anlaşılmaktadır. Bazen viral enfeksiyonlarla da karıştırılabilmektedir.``diye konuştu. Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Merve Çapaş şunları söyledi:" Birçok ülkede halen diyabetin büyüklerin hastalığı olduğu gibi bir yanılgı vardır. Bu nedenle çocuklarda tanı gecikmektedir`` diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

``Günümüzde tip 1 diyabetin oluşumu önlenemiyor. Tip 1 diyabetin başlangıcı genellikle birdenbire görülmektedir. Sık idrara çıkma, Aşırı susama, Terleme, Sık acıkma, Kilo kaybı, Halsizlik, Konsantrasyon bozukluğu, Bulanık görme, Karın ağrısı ve kusma, sık hastalanma, Yavaş iyileşen yaralar, Tekrarlayan infeksiyonlar bunun önemli belirtileridir. Diyabet tedavisinin temel taşlarından biri olan tıbbi beslenme tedavisinde hem kilo kaybının önüne geçebilmek hem de kan şekerini istenilen düzeyde tutabilmek için doğru zamanda, yeterli miktarda, doğru besini yemek oldukça önemlidir. Diyabet çocuğun enerji ve besin öğesi gereksinimlerini değiştirmez. Yani diyabetli bir çocuğun diğer çocuklardan az veya çok beslenmesi gerekmez. Diyabetli kişi, ihtiyacı olan enerjiyi alabilmesi için karbonhidrat (çorba, ekmek, meyve, sebze, pekmez vb.), protein (et, tavuk, balık, hindi, süt, yoğurt, peynir, yumurta, kurubaklagil vb.), yağ (zeytin, ceviz, fındık, zeytinyağı, ayçiçek yağı, tereyağ vb.) ve vitamin-mineral (turunçgillerden C vitamini, süt ürünlerinden kalsiyum, et ürünlerinden demir, B12 gibi) gruplarından dengeli bir şekilde beslenmelidir. Lifli yiyecekler kan şekerinin hızlı yükselmesini engeller, insülin ihtiyacını azaltır, tokluk hissi verir, bağırsak çalışmasını artırır, kan yağlarını düzenler. Bu faydaları sebebiyle başta kurubaklagiller olmak üzere meyve-sebze ve tam tahıllı ürünlere beslenmelerinde sık yer verilmelidir. Besin gruplarından yeterli tüketim için miktar belirlerken tabak modelinden faydalanılabilir. Bir tabağın yarısı sebze ve salata ile doldurulmalıdır. Çeyreğinde et-yumurta-peynir gibi proteinlere yer verilirken kalan çeyreği de esmer ekmek, bulgur gibi tam tahıllara ayrılmalıdır. Medikal tedavi süreci aksi bir durum gerektirmedikçe kan şekerinin istenilen düzeyde tutulabilmesi için, diyabetliler 3 ana 3 ara öğün olmak üzere 6 öğünde beslenmelidirler. Öğünlerle ilgili yapılan iki yanlış vardır: Biri insülin yapıldıktan sonra yarım saat beklemeden öğüne başlamak diğeri de öğün içeriğini azaltmak. Bu gibi yanlışlıklar kan şekerinin istenilen değerin çok üstünde veya çok altında olmasına neden olabilir. Şekersiz, şeker ilavesiz, şekeri azaltılmış, light besinler sağlıklı anlamına gelmez. Etiketi iyi okunarak yenilebileceğine karar verilmelidir. Örneğin, hamile ve emziklilerin sakkarin içeren, fenilketonürililerin de aspartam içeren ürünleri kullanması uygun değildir. Okulda veya restaurantta yemek yerken öğün saatleri geçirilmemelidir. Sunulan yemeklerin içerikleri ve porsiyonları iyi bilinmelidir ki buna göre uygun miktarda doğru besin seçilebilsin. Herhangi bir yiyeceğin sınırsız yenilebileceği düşünülmemelidir. Ancak ,porsiyon kontrolü sağlanarak sevilen birçok yiyecekle beslenme keyifli hale getirilmelidir. Öğünlerden 1,5 saat sonra kan şekeri ölçülerek farklı yiyeceklerin kan şekerine nasıl etki ettiği gözlenebilir. Diyetisyen kontrolünde yeni geliştirilen tıbbi beslenme yöntemiyle yiyeceklerin kan şekerine etkisi deneme-yanılma yöntemi kullanılmadan öğrenilerek, sevilerek yenilen yiyeceklerle insülin dengelenerek kan şekerini yükseltmeden, HbA1c (3 aylık kan şekeri ölçümü) değerlerini düşürerek sağlıklı ve lezzetli beslenmenin keyfine varılabilir. Vücut ağırlığının ideal olması, kan şekerinin istenilen düzeyde tutulmasına yardım eder. Bu nedenle fazla kiloluların kilo vererek, zayıf olanlarında kilo alarak vücut ağırlığını istenilen düzeye getirmesi gerekmektedir."