Doç.Dr. Gökalp Öner, sonbahar ve kış aylarına doğru mevsimsel değişikliğe bağlı vücut direncinin azalmaya başladığını, havanın soğuması ile birlikte kreş, okul, işyeri gibi kapalı alanı olan yerlerde kalma oranının uzadığını bildirdi. Doç.Dr. Öner, şöyle devam etti:
"Buna bağlı olarak da gebeler grip virüsüne savunmasız yakalanabiliyorlar. Zaten hamilelik döneminde vücut dirençleri daha hassas olduğu için grip uzun sürebiliyor. Onlar için daha tehlikeli olabiliyor. Özellikle gribe yakalanmak değil, onun önlemini almak daha önemli. Onun için tüm gebelere biz grip aşısı öneriyoruz. Gribin tedavisinde antibiyotik tedavisi olmuyor. Grip viral bir şey, viral bir hastalık. Gebelik özel bir durum. Anne iki tane can taşıyor. Özellikle anne gribe yakalandığı zaman mevsimsel değişikliklere bağlı olarak ateşin çıkması gebeliğin ilk aylarında çocuğun nörolojik sistemini, sinir sistemini etkiliyor."
Yüksek ateşin, düşük tehlikesine neden olabildiğini anlatan Doç.Dr. Gökalp Öner, şu uyarılarda bulundu:
"Yüksek ateş, sıvı kaybına bağlı olarak erken doğumu tetikleyebiliyor. Onun için bu aylar hassas aylar. Bir de gebeliğin planlı yapılması gerekmiyor. Eğer gebelik planlı yapılmadan bilinen bir kansızlığı varsa ki gebelikte fizyolojik kansızlık da oluyor. Bu da vücut direncinin daha da düşmesine neden oluyor. Mevsimsel değişikliklerde gebelerin başka hastalıkları varsa o da ilerleyebiliyor. Onun için gebelik planlı yapılmalıdır. Gebelikten önce mutlaka bir kadın doğum uzmanına baş vurulmalıdır. Gebelik öncesi taramalarının yapılması ve gebeliğe hazırlanıldıktan sonra bir bayanın gebe kalması daha uygun olur.
