Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

KAYSERİ´DE "DİN İSTİSMARI İLE MÜCADELE" PROĞRAMI

KAYSERİ´DE

Kayseri İL Müftülüğü ile Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Kayseri Şubesi´nin organizesiyle ?Din İstismarı ile Mücadele? isimli program gerçekleştirildi.

Kayseri İL Müftülüğü ile Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Kayseri Şubesi´nin organizesiyle ?Din İstismarı ile Mücadele? isimli program gerçekleştirildi.

 

?Din İstismarı ile Mücadele? isimli  programa, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, Vali Yardımcısı Ali Uslanmaz, İl Müftüsü Şahin Güven, Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Talas Belediye Başkanı Mustafa Palancıoğlu, Erciyes Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafaoğlu, Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu Başkanı Ahmet Taş, İl Sağlık Müdürü Ali Ramazan Benli, AFAD İl Müdürü Osman Atsız, İŞKUR İl Müdürü Ahmet Ayçiçek, ilçe müftüleri ve STK temsilcileri katıldı. Program, Ali Rıza Özderici İmam-Hatip Lisesi öğrencilerinden Hilmi Altıok´un Kur´an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından konuşma yapan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Huriye Martı, ?Cenabı hak, insana din gönderdi ve insanın vazifesi, dine hizmet etmekti. İnsan, dine hizmet ettiği sürece, dinin yücelmesi, yayılması, hakikatlerinin insanlığa ulaşması, yeryüzünün barışa ve selamete kavuşması için uğraştığı sürece bir sorun yoktu. Ama ne zamanki din insana hizmet etmeye başladı; işte orada problem ortaya çıktı. Eğer din insana hizmet ediyorsa, din insanın birtakım maddi çıkarlar elde etmesine, şöhret ve makam sahibi olmasına ve bunu kendi menfaati için kullanmasına hizmet eder hale gelmişse, işte orada din istismarlığı vardır. İnsan, dininin hizmetkârı olmalıydı, din insanın hizmetkarı değil" ifadelerini kullandı. Sözlerini sürdüren Martı şöyle konuştu:

 

 

"Din istismarı dediğimiz şey, insanın dünya çıkarları için lüks devşirmek, zengin olmak ya da bir şekilde otorite sahibi olmak için dini argümanları kullanmalarıdır. İnsanın içerisinde çok derin bir maneviyat olduğunu hepimiz biliyoruz. Bizim, tıpkı ekmek gibi, su ve hava gibi maneviyata ve inanmaya da ihtiyacımız var. Bu ihtiyacın sağlıklı bir şekilde karşılanmadığı durumlarda, aç ve susuz kalmaya dayanamayacağımız gibi, maneviyat iklimi ihtiyacını gidermek için de maalesef sağlıksız beslenme yollarına gidebiliyoruz. İşte din istismarı dediğimiz şey, tam da böyle bir zamanda, böyle bir ortamda ortaya çıkıyor ve insanların maneviyat, bağlanma, inanma ihtiyaçlarını sömürerek Cenab-ı Hakk´ın adını ve sevgili Peygamberimize olan muhabbeti kullanıp, ahlaki hassasiyetlerimizi ya da bir şekilde ibadetlerimizi kullanıp kendi menfaat çarkını döndürmeye çalışmaktır.?