Bugün, 29 Nisan 2024 Pazartesi

KAYSERİ ŞEKER YÖNETİCİLERİ DÜNYA ŞEKER SEKTÖRÜ İLE LONDRA'DA BİR ARAYA GELDİ

 KAYSERİ ŞEKER YÖNETİCİLERİ DÜNYA ŞEKER SEKTÖRÜ İLE LONDRA

Dünya şeker sektörünün temsilcileri 24-26 Kasım tarihleri arasında Londra'da bir araya gelerek şekerin geleceğinin konuşulduğu seminerlere Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay ve Kayseri Şeker Genel Müdürü Levent Benli, Pazarlam

 

 

Dünya şeker sektörünün temsilcileri 24-26 Kasım tarihleri arasında Londra’da bir araya gelerek  şekerin geleceğinin konuşulduğu seminerlere Kayseri Pancar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Akay ve Kayseri Şeker Genel Müdürü Levent Benli, Pazarlama Şefi Fatih Sarıkaya katıldılar. 
Kısa adı İSO olan uluslararası şeker organizasyonunun semineri Londra’nın ünlü iş merkezlerinden Canary Wharf’ta yapıldı. Avustralya’dan  Zimbabwe ‘ye 400 ün üzerinde delege arasında, Belçika, Brezilya, Dominik Cumhuriyeti ,Fiji ,Fransa , Almanya ,Hollanda, Guatemala, Güney Afrika yanında en kalabalık heyet  Türkiye’den katıldı. 
Kayseri Şeker heyeti  seminer dışındaki serbest zamanlarda, Avrupanın en büyük şeker üreticisi Sudzucker isimli Alman Şeker üretici firmanın Sorumlu Direktörü Markus Neundörfer ve Avrupanın büyük şeker üreticilerinden Nordzucker firmasının direktörü Dr.Lars Gorissen ile de özel görüşmelerde Türkiye’ye bakış açıları, Türkiye’den beklentiler, Avrupa’nın geleceği yanı sıra Kayseri Şeker ile Ar-Ge konusunda  muhtemel işbirliği için görüşmeler yapıldı.
Ayrıca, BBDK Kararıyla  Türkiye’de Banka kurma izni verilen ve İstanbul ofisi açılan Rabobank Anonim Şirketi`nin yöneticileri  ile de  bir araya gelinerek çeşitli görüşmelerde bulunuldu.
Seminer  çerçevesinde  yapılan konuşmalarda ise :
Stephen Geldart: Şeker’in ikinci dünya savaşı sırasında karneye bağlanan ilk gıda maddesi olması, küresel olarak insanların hemen hemen hepsinin diyetlerinde şeker bulunması, Şeker’in ilk 5’teki yeri ile çok yüksek ithalat değerleri olan emtialardan birisi olduğu, Dünya medyasında şeker, en problematik ürünler olan Alkol ve Yağı geride bırakarak, son zamanların haksız yere en çok tartışılan gıda maddesi haline gelmesi gibi konulardan dolayı şekerin hayatımızdaki önemi ön plana çıkmakta olduğunu belirtti.
ABD’de de şeker tüketimi %15 düşüş gösterdiği halde obezite değerleri hızlı bir artış içerisinde olduğu ve 2011-12 arasında yetişkinlerin %69’unun, Çoçukların ise %32’sinin aşırı kilolu veya obez olduğu görülmüş olup  bu rakamın ise  317 milyonluk ülkenin 218 milyonu anlamına geldiği,
Önde gelen şeker ihracatçıları arasında olan Avustralya’da güçlü bir şeker kültürü bulunduğu. Bununla birlikte var olan son verilere göre Avustralya’da şeker tüketimi 1944’ten 2000 yılına kadar sürekli olarak azalmış ve toplamda %17 düşüş göstermesine rağmen bu rakam kilo değerlerine yansımamış olup 70’lerden bu yana ülke genelinde kilo artışı gözlendiği belirtildi.
Dr Alison Boyd; Alkol ve yağın önüne geçerek obezitenin birincil sorumlusu haline getirilen şekerin kalori değeri bu iki maddeye oranla çok daha az olduğunu belirterek, NeuroFAST dergisinde yayınlanan ve dünyadan birçok bilim adamının katılımı ile gerçekleştirilen farklı bir çalışmada şekerin veyahut herhangi bir gıda maddesinin insanlarda bağımlılık yapmadığı kanıtlanmış ve bu bağımlılık olgusunun bir “Yeme Bağımlılığı” olduğuna dikkat çekti.  
Simon Taurins; Bütün aldatıcı karalamalara rağmen şeker, soframızdan asla eksik olacak bir ürün değildir ve hatta gelişmiş piyasalarda şekerin daha da fazla büyüme arz etmesi beklenmektedir. Şeker, kilit bir besinsel kategoridir ve her şeyden çok gıdalarda bileşen olarak kullanılmaktadır. Şeker endüstrisinin yaşadığı zorluklar arasında yüksek oranda rekabetçi çevre, değişen mevzuatlar ve farklı alanlardan gelen rekabet bulunmaktadır. Ancak aynı zamanda şekerin nakde dönüşümü yüksek olmakla birlikte arkasında iyi yatırımlara sahip çok güçlü bir endüstri bulunduğu belirtildi.
Rolando Rivera; Her ne kadar şeker küresel bir piyasa ürünü de olsa şekerde maliyetler yerel olaylar ile çok yakından ilişkili olduğunu belirtti.      
Jean-Alain Taupy (TOTAL PETROL)Etanol, enerji ve biyokimyasalların varlığına rağmen şeker ile petrol arasında hiçbir ilişki bulunmamaktadır çünkü: Petrolde yakın gelecekte bir azalma beklenmemekte ve sıkıntılar sadece jeopolitik sorunlardan ortaya çıkmaktadır, fakat şekerde yaşanan temel sorunlar iklim, sürdürülebilirlik ve GSYİH etkisinde büyümedir.
Petrolde fiyatlar artan talebi karşılayabilmek adına yeni daha etkili üretim yöntemleri bulabilmek için yüksek kalmalıdır. Şekerde ise yüksek fiyatlar yerel üretim/tüketim durumlarından kaynaklanmaktadır.
Petrolün uluslararası piyasaları küresel ve devasa iken, Şeker çok hassas arz/talep dengesinde kalmaktadır.Eğer şeker ile petrol ortaklığı oluşturulacak ise şeker endüstrisinin petrole ayak uydurması zorunludur. Bu açıdan on yıllarca sürebilecek ArGe faaliyetlerine hazırlıklı olmaları ve sübvansiyonlar olmadan rekabetçi olabilmeleri gerekmektedir. Yeni teknolojinin geliştirilebilmesi için petrol ile şeker arasında, ham madde, teknoloji ve piyasa ulaşımı konularında iç içe geçmiş bir katma değer zinciri oluşturulması gereklidir.
Dr. Alex Guerra: Şekerin doğada bıraktığı zararlı etki yok denebilecek kadar az olduğu, İklim değişikliği sonucunda CO2 konsantrasyonlarının artışının şeker kamışı ve şeker pancarında verimi artıracağını gösteren çalışmalar bulunduğu ve Amerika’da kasırga gibi herhangi bir iklimsel felaket yaşandığında şeker üretimi çok büyük sıkıntı içerisine girmekte olup bu durum diğer piyasalar için fırsat oluştuğunu belirtti.
Joost Korte: Üretim kotalarının 2017’de tamamen kaldırılması, garantili fiyat seviyelerinin düşürülmesi ve ardından kaldırılması planlanmaktadır. Bu yenileme süreci AB şeker endüstrisini daha rekabetçi kılabilmek için yapılmıştır.2006 Reformu ile AB şeker sektörünün rekabet edebilirliği arttırıldığını belirtti.
Martin Todd Avrupa’da 150,000 şeker pancarı şekeri üreticisi bulunmaktadır. Avrupa şeker politikası sürekli olarak ne kadar şeker pancarı ve izoglukoz satılabileceğini belirlemektedir. Kotalar 1 Ekim 2017’de kaldırıldığında üreticiler çıktılarını genişletebileceklerdir. Bunun sonucunda üç tatlandırıcı tedariki arasında çok daha yüksek bir rekabet oluşacaktır: Şeker pancarı şekeri, izoglukoz ve ithalatlar. Şuanda AB tatlandırıcı piyasasının %81’i pancar şekeri, %15’i ithalatlar ve %4’ü izoglukozdan oluşmaktadır. 
Johann Marihart: Avrupa Komisyonu’na göre AB şeker piyasası dengeli kalacak iken AB şeker fiyatının çöküş yaşayacağına dikkat çekti.